EMDR yöntemi ilk başlarda, 1990’ların başında, travma sonrası stres bozukluğuna bağlı yaşanan psikolojik travmaların etkisini ortadan kaldırmak için kullanılırken günümüzde ’klinik’ uzmanlığı olan, bilişsel-davranışsal ve psikodinamik psikoterapi yöntemlerine de hakim, ehil ve tecrübeli bir psikoterapist tarafından uygulandığında istisnasız bütün psikolojik sorunların iyileştirilmesinde son derece etkili bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Klinik tanısı ve ismi ne olursa olsun (depresyon, kaygı bozuklukları, fobi, takıntı, panik atak, sosyal fobi, özgüven eksikliği, bağımlılıklar, psikolojik kökenli bedensel ağrılar, ilişki sorunları, cinsel sorunlar, dikkat eksikliği, suçluluk psikolojisi gibi) 

psikolojik sorunların yegane nedeni özellikle çocukluk ve ergenlik dönemindekiler olmak üzere geçmiş dönem yaşanmış olan olumsuz olayların ve maruz kalınan olumsuz durumların travmatik etkileridir. Bu nedenler yani psikolojik sorunların altındaki travmalar EMDR yöntemi ile çalışıldığında sonuçlar yani psikolojik sorunlar, otomatik bir şekilde geri dönüşü olmaksızın ortadan kalkmaktadır. Bu çerçeveden baktığımızda EMDR istisnasız bir şekilde psikolojik sorunların tümü için etkilidir.

EMDR için psikolojik sorunların tümünün çözümünde geçerli olmak üzere teknolojide gelinen son nokta demek çok doğru olur. EMDR yönteminin etkili olabilmesi için ‘klinik psikoloji’ uzmanlığını almış olan ve bilişsel-davranışsal ve psikodinamik psikoterapi yöntemlerine de hakim bir psikoterapist tarafından uygulanması gerekir. Psikoterapistin her psikolojik sorun ile ilgili yeterli vaka deneyimine sahip olması kaydıyla EMDR yöntemi bütün psikolojik sorunların iyileşmesinde son derece etkin ve süratli sonuç verir. 

EMDR psikoterapisi ile psikotik sorunlar hariç psikolojik sorunların ve ilişki sorunlarının tümünde, gerekli psikoterapi çalışması yapılırsa tamamen iyileşme kaydedilir. Psikotik sorunlarda ise ilaç tedavisine ilave olarak uygulanan EMDR, kişinin iş ve sosyal hayatına uyumlanmasını son derece hızlandırır ve güçlendirir.