Y.Doç.Dr. Ercüment Doğan, 1994 yılında Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldu.
Lisans eğitiminin ardından yüksek lisansını Boğaziçi Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında 1999 yılında tamamladı. Klinik psikoloji uzmanlığında “Negatif Duygulanım, Pozitif Duygulanım ve Somatik Bileşen Temelinde Depresyon ve Anksiyete (Kaygı) Arasındaki Farklılıklar” konusu üzerinde çalıştı.
Doktora eğitimini “Çalışanın İşine Cezbolması: Dönüştürücü Liderlik Tarzının, Lidere Olan Güvenin, Güçlenmenin ve Negatif/Pozitif Duygulanımın Etkileri” başlıklı çalışması ile 2001 yılında tamamladı.
2002 – 2003 yıllarında Haliç Üniversitesi’nde, 2004 – 2012 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak bulundu.
Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olduğu yıllar sırasında, 2003 – 2009 yılları arasında Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi’nde psikoterapist olarak farklı tanı almış çok sayıda hasta grubu ile çalışma fırsatı buldu. Aynı merkezde Kurumsal Danışmanlık ve Eğitim faaliyetlerini yürüttü. 2009 – 2012 yılları arasında HTA Grup Nöropsikiyatri Merkezi’nde Psikoterapi ve Kurumsal Danışmanlık/Eğitim çalışmalarına devam etti.
EMDR- (Eye Movement Desentization and Reprocessing – Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) her türlü psikolojik sorunun ortadan kaldırılması için dünya çapında kabul görmüş en yeni ve en etkili bir psikoterapi yöntemidir.
EMDR yöntemi “Travma Modeli”ni temel alır. Bu modele göre bütün psikolojik sorunların nedeni özellikle çocukluk ve ergenlik dönemi olmak üzere geçmiş dönemlerde yaşanan travmatik olayların ve maruz kalınan travmatik durumların neden olduğu travmatik stres birikmesidir. Bu stres birikimi beynimizin ‘limbik sistem’ adını verdiğimiz bölgesindeki organlarda depolanır. EMDR yöntemindeki temel amaç depolanan bu stres fazlalığını eriterek ortadan kaldırmaktır.
EMDR, beynin bilgi işleme modeline dayanan ve sekiz aşamadan oluşan bir yaklaşımdır. EMDR yöntemi psikolojik sorunlara yol açan, rahatsız edici olaylara, duygulara, düşüncelere ve beden duyumlarına ulaşılmasını ve bunların işlenerek atılmasını diğer psikoterapi yöntemleriyle karşılaştırıldığında kat kat daha hızlı ve kesin bir biçimde sağlar.
EMDR tecrübeli bir ‘klinik psikolog’ tarafından uygulandığı takdirde psikolojik sorunların ortadan kaldırılmasında teknolojide gelinen son noktadır ve psikoterapide bir devrim niteliğindedir. En yaygın iki ekol olan psikodinamik ve bilişsel-davranışçı psikoterapi yöntemlerine de hakim olan ve bu yöntemlerle pek çok danışanla çalışmış olan biri olarak EMDR yönteminin ciddi ölçüde fark yarattığını ve etkinliğinin diğer yöntemlere kıyasla karşılaştırılamayacak ölçüde yüksek olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Klinik tanısı ve ismi ne olursa olsun (depresyon, kaygı bozuklukları, fobi, takıntı, panik atak, sosyal fobi, özgüven eksikliği, bağımlılıklar, psikolojik kökenli bedensel ağrılar, ilişki sorunları, cinsel sorunlar, dikkat eksikliği, suçluluk psikolojisi gibi) psikolojik sorunların yegane nedeni özellikle çocukluk ve ergenlik dönemindekiler olmak üzere geçmiş dönem yaşanmış olan olumsuz olayların ve maruz kalınan olumsuz durumların travmatik etkileridir. Bu nedenler yani psikolojik sorunların altındaki travmalar EMDR yöntemi ile çalışıldığında sonuçlar yani psikolojik sorunlar, otomatik bir şekilde geri dönüşü olmaksızın ortadan kalkmaktadır. Bu çerçeveden baktığımızda EMDR istisnasız bir şekilde psikolojik sorunların tümü için etkilidir.
EMDR psikoterapisi ile psikotik sorunlar hariç psikolojik sorunların ve ilişki sorunlarının tümünde, gerekli psikoterapi çalışması yapılırsa tamamen iyileşme kaydedilir. Psikotik sorunlarda ise ilaç tedavisine ilave olarak uygulanan EMDR, kişinin iş ve sosyal hayatına uyumlanmasını son derece hızlandırır ve güçlendirir.
EMDR ile kişinin yaşadığı psikolojik sorun ve olumsuz duygu ve düşünceler üzerinde psikoterapi seansında çalışırken bileteral yani çift yönlü uyarım dediğimiz beynimizin sağ ve sol loblarının sistematik ve ritmik bir şekilde uyarılması ilkesinden faydalanılmaktadır. Beyin loblarının çift yönlü uyarımı aslında zaten beynimizin kendi kendine ve otomatik bir şekilde uyku esnasında yaptığı bir işlemdir.
Beynimiz uykumuzda rüya gördüğümüz safha olan REM uykusunda bu işlemi otomatik olarak gerçekleştirir. Beyin loblarının çift yönlü uyarım işlemini beynimiz gözlerimizi sağa ve sola hareket ettirerek sağlar. Her insanın göz yuvarları REM uykusunda ritmik bir şekilde ve belirli bir tempoda sağa ve sola hareket eder. Göz yuvarları sağa kaydığında sol beyin lobu, sola kaydığında ise sağ beyin lobu uyarılır ve aktive olur. Herkes, hatırlasın ya da hatırlamasın rüya gördüğünden beyin loblarının çift yönlü uyarımı uyku esnasında herkeste olur.
Günümüzde bu göz hareketlerinin rastgele bir şey olmadığını ve bir amaç uğruna beynimiz tarafından otomatik bir şekilde harekete geçirildiğini artık biliyoruz. Gözleri sağa ve sola hareket ettirerek beyin loblarının çift yönlü uyarılmasını sağlayan beynimizin amacı kişinin uyanıkken yaşadığı stres, olumsuz duygu ve olumsuz düşünceleri beynimizden atmaktır. Uykunun REM safhasında gördüğümüz rüyalar beynimizin kendini stresten ve olumsuz duygu ve düşüncelerden arındırdığı ve temizlediği bir dönemdir. Bu temizlenme ve arınma gözlerin sağa ve sola hareket etmesi sonucu oluşan beyin loblarının uyarılması sayesinde gerçekleşir.
EMDR yönteminde, beynimizin zaten kullanıyor olduğu beyin loblarının çift yönlü uyarımı methodu psikoterapi seansı esnasında uygulanır ve böylece kişinin sahip olduğu stres, olumsuz duygu ve olumsuz düşünceler işlenerek ortadan kaldırılır.
Özetlemek gerekirse EMDR psikoterapisi beynimizin doğasında var olan ve olumsuzlukları işlemede ve etkisiz hale getirmede kullandığı bileteral, yani çift yönlü uyarımı psikoterapistin seansta uygulamasına dayalı bir yöntemdir. Bu yöntemle beynimizin kendini iyileştirme kapasitesi harekete geçirilir ve böylece psikolojik sorunlar ortadan kaldırılır.
Psikoterapi seansında beyin loblarının çift yönlü uyarımı için göz hareketlerinden yararlanılabildiği gibi, ses ve dokunsal uyarımlar da kullanılabilir.
EMDR psikodinamik ve bilişsel/davranışsal terapi yöntemlerini de kullanan ve bu yöntemleri kapsayan son derece etkin, en yeni ve en etkili psikoterapi yöntemidir.
Öncelikle, EMDR tekniği ile çalışıldığında; diğer yöntemlere göre kat kat daha hızlı ve kesin çözüme ulaşıyoruz. EMDR ile çalışıldığında psikoterapi seansında işlenen olumsuz duygular, olumsuz düşünce kalıpları değişmekle kalmıyor, kişi iyi hissetmeye ve rasyonel düşünmeye kendiliğinden kayıyor. Geçmiş dönem irili ufaklı psikolojik travmalar çalışılınca tüm semptomlar kendiliğinden ortadan kalkıyor ve genellikle semptomlar üzerinde ayrı bir çalışma yapmaya gerek kalmıyor.
Biriken olumsuz duygular olumsuz hissetmeye, olumsuz düşünmeye ve olumsuz davranış sergilemelere yol açar. Bu kişilerde olumsuz hissetmeye bağlı olarak olumsuz düşünme hali artar. Fakat burada temel teşkil eden husus orta beyindeki limbik sistem bölgesindeki bazı organlarda birikmiş olan olumsuz duygu ve stres yüküdür. Bilişsel/Davranışsal terapiler geçmişle ilgilenmez, psikodinamik terapilerde ise süreç son derece yavaş ilerler ve seneler alır. Halbuki psikodinamik ve bilişsel/davranışsal terapilerle birlikte EMDR psikoterapisi uygulanıldığında çok daha hızlı ve köklü çözümlere ulaşılmaktadır. Çünkü EMDR, travmaları çalışarak psikolojik sorun ya da ilişki sorunlarının nedenlerini ve kaynaklarını işleyerek sorunların kendiliğinden ortadan kalkmasını sağlıyor. Psikolojik sorunların iyileştirilmesinde teknolojide gelinen son nokta olan bu EMDR teknolojisinden yararlanmak insanların seneler süren psikolojik sorunları ve acılarından hızlı bir şekilde kurtulmaları için çok önemli.
EMDR psikoterapisi ile çalışıldığında psikolojik sorunların nedeni ve temeli olan travmatik stres birikimi eritildiğinden psikolojik sorunlar ortadan kalkmakla kalmıyor, sorun ileride bir daha tekrar da etmiyor. EMDR terapisi ile çalışıldığında psikodinamik ve bilişsel/davranışsal terapilerle karşılaştırıldığında kıyaslanamayacak ölçüde hızlı sonuca ulaşılıyor. Sorunu olan kişi haftalar ve aylar içinde hızla ilerleme kaydediyor ve sorunlarından geri dönüşü olmayan bir şekilde kurtuluyor.
Diğer psikoterapi yöntemlerinden EMDR’nin en önemli diğer bir farkı da sorunun kısmi değil tamamen ortadan kalkmasıdır. Ehil ve tecrübeli bir klinik psikolog tarafından gerekli EMDR çalışması yapıldığında sorun tamamen ortadan kalkar. Diğer taraftan diğer bazı psikoterapi yöntemlerinden farklı olarak EMDR psikoterapisinde kişiye yaşadığı sorunla baş etmesi öğretilmez, çünkü buna gerek kalmaz. Sorun tamamen ortadan kalktığından kişinin sorunla baş etmesini öğretmeyi gerektirecek bir durum söz konusu değildir. Örneğin öfke sorunu olan bir kişiye öfke kontrolü öğretmeye gerek kalmaz; EMDR yöntemi ile yapılan öfke çalışması neticesinde, kişinin öfke duygusunu otomatik bir şekilde hissedememesi sağlanır; bu süreçte kişinin, öfke duygusundan kurtulmak için herhangi ekstra bir çaba sarf etmesine gerek kalmaz.
Klinik uzmanlığı almış olmak, psikolojik sorunlarla ilgili kapsamlı bilgi ve tecrübeye sahip olmak, ve yeterli süpervizyon almış olmak, yani tecrübeli psikoterapistlerden çok sayıda vaka ile ilgili yönlendirme ve eğitim almış olmak, EMDR uygulayan bir psikoterapistte bulunması gereken olmazsa olmaz mutlak şartlardır. Bu psikoterapi yöntemini uygulayabilmek için merkezi Avrupa’da bulunan EMDR Institute tarafından verilen gerekli eğitimlerden geçip uygulama yapma yeterliliğini elde etmek gerekmektedir. Ancak bu eğitimi alan herkesin EMDR yöntemini uygulama yeterliliğine sahip olmadığının altını çizmek önemli. EMDR yöntemini uygulayabilme ehliyetine sadece ‘Klinik Psikoloji’ dalında uzmanlığını yapmış ‘klinik psikologlar sahiptir. ‘Klinik Psikolog’ olmayan psikologların EMDR psikoterapisini uygulama yeterlilikleri ve ehliyetleri yoktur.
Dünyada, özellikle de gelişmiş ülkelerde her türlü psikoterapi yöntemi uygulaması için ‘Klinik Psikolog’ olmak, yani klinik psikoloji yüksek lisansı yapmak şarttır. Amerika’da ise doktora seviyesi, psikoterapi yapmak için zorunludur.
Psikolojik sıkıntıların tedavisinde EMDR, ABD ve birçok Avrupa ülkesinde konu ile ilgili otorite olan kurumlar tarafından etkili bir psikoterapi yöntemi olarak kabul edilmiş ve etkili bir müdahale yöntemi olduğuna dair kararlarlar alınmıştır. Araştırmalar ve yılların bilgi birikimi ve deneyimi göstermektedir ki tecrübeli ve ehil bir klinik psikolog tarafından uygulanıldığında, EMDR yöntemi her türlü psikolojik sorun ve ilişki sorunlarının ortadan kaldırılmasında son derece etkili ve hızlı sonuç vermekte. EMDR için psikoterapide teknolojinin ulaştığı son nokta demek son derece doğru bir tespit olur.